Friday, October 20, 2006

TÜRKİYEDE BÜTÇE DENETİMİ

TÜRKİYEDE BÜTÇE DENETİMİ

Bir bütçenin denetlenebilmesi için öncelikle uygulanması gereklidir. Bu yüzden öncelikle bütçenin uygulanması evresine kısaca değinmekte fayda vardır.

Bütçenin uygulanması hükümete verilen bir görevdir yasama organı bütçeyi onaylamakla, hükümete ödenek bölüm ve maddelerinde belirtilen hizmetler için karşılarında yazılı miktarlar kadar harcama yapmaya yetki vermektedir. Yapılan harcamaların bütçe ile verilen yetkiye ve kamu harcamalarının yapılmasını düzenleyen kanunlara uygun olması gerekir. Bu uygunluk gerek uygulama sırasında gerek uygulamadan sonra yapılan denetim ile sağlanır.

Bütçenin denetimi, yasama organınca yürütme organına verilen harcama yapma ve gelir toplama yetkisinin, alınan yetkinin içeriğine uygun şekilde kullanılıp kullanılmayacağını araştırmaktır.

Bütçenin denetlenmesi idari, yasama ve yargı olmak üzere üç türlüdür. İdari denetleme Maliye Bakanlığı tarafından yürütme adına yapılır. Yargı denetimi TBMM adına, hem uygulama sırasında hem de uygulamadan sonra bir hesap mahkemesi olan Sayıştay tarafından yapılır. Yasama denetimi ise TBMM’nin kendisi tarafından uygulama sırasında soru, genel görüşme, meclis soruşturması, meclis araştırması ve gensoru yolları ile ve uygulamadan sonra Kesin Hesap Kanun Tasarısının müzakere edilip onaylanması ile yapılır.

Bütçe üzerindeki denetim çeşitli safhalar gösterir. Bir kere, daha bütçe yapılırken denetime yarayacak bir takım esaslar ortaya konur. Ardından Meclis bütçeyi inceler ve onar. Ona bütçe kanunun alacağı teşrii, yasal biçimi kazandırır. Sonra, bütçe kanunun içinde yer alan yetki devri maddeleri ile bütçenin idarece uygulanmasına geçilir. Bir denetim de bu safhada yapılır. Çağdaş ülkelerin hepsinde meclisler hükümete devrettikleri yetkileri kendilerine bağlı olarak kurdukları bir tarafsız hesap mahkemesine inceletirler. Buna bütçenin yargısal “kazai” denetimi denir. Nihayet bütçe uygulamasına ilişkin hesaplar bütçe kanununa çok benzeyen bir yasa içinde toplanarak meclislerin incelemesine sunulur. Adına kesin hesap kanunları denilen bu yasalar meclislerdeki incelemeleri, yeni bir denetime daha olanak sağlar. Mali yıla ait hesaplar bu son denetimle kesin olarak kapanır. Bütçe hesaplarını kapatan bu nihai denetime teşrii denetim denir.

Yukarıdaki açıklamalardan şu sonuçlar çıkartılabilir: Bütçe denetiminin etkili olabilmesi, önce bütçenin yapısına ve içinde taşıdığı bölüntülere bağlıdır. İkincisi bütçe uygulamaları bir safhada tek düze olarak değil, çok yönlü olarak denetlenmektedir. Biz bütçe denetiminin bu farkı yönlerini yönetsel denetim, yargısal denetim ve meclis denetimi diye üçe ayırarak inceleyeceğiz. Üçüncü bir nokta şudur: Bütçe denetiminde etkinlik devlet muhasebesinin iyi tutulmasıyla sıkı sıkıya bağlıdır. Devlet muhasebesi hem iyi örgütlenmiş olmalı hem de bütçe uygulamalarını birkaç yerden izleyebilmelidir. Türkiye’deki uygulamalarda bütçeye ait hesaplar bir kere yönetim dönemi –jestiyon- hesabı tutan saymanlarca, sonra bakan kesin hesabı tutan bakanlık saymanlarınca, en sonunda hazine hesabı tutan Muhasebat Genel Müdürlüğü’nce izlenir. Bir dördüncü nokta: Bütçe denetiminin meclis üstünlüğünü ortaya koyan ve belgeleyen bir sistem olmasıdır. Bütçe denetiminde meclis üstünlüğü, bütçe kanunuyla meclisin yürütme erkine devrettiği yetkinin çeşitli süzgeçlerden geçirilerek kayıtlara intikal ettirilmesi, ve en sonunda kesin kararı vermek üzere meclisin bilgisine sunulması biçiminde gelişir.

I-İDARİ DENETİM

Bütçenin idari denetimine bütçenin hazırlanması safhasında başlanır. Bir idari birimin yasalarla kendine yüklenmiş görevleri en iyi biçimde nasıl yapabileceğini araştırması, bütçe hazırlığındaki hareket noktasıdır. Her işlevin en iyi biçimde yerine getirilmesini, yol ve yöntemlerini araştırmak bir çeşit planlama faaliyetidir. Bu niteliğiyle bütçe yapımının kendisi de idari bir işlem sayılır. Her idari işlem gibi, bütçe yapımı da idarenin kendi faaliyetlerini düzenlemede başvurduğu denetim yöntemlerine tabi olur. Nitekim bakanlıklarda görevli olan saymanlar bütçe hazırlığı sırasında tasarının Maliye Bakanlığı’nca saptanmış yöntemlere uygun olarak hazırlanmasına yardımcı olmaya çalışırlar. Her bakanlık , bütçesinde yer alacak gelir ve giderlerin saptanmasında, Maliye Bakanlığı’yla sıkı bir işbirliği yapar. İki bakanlık arasındaki ilişkileri saymanlar düzenler ve sürdürürler. Bütün sayılan çabalar bütçenin daha hazırlık döneminde uygulanmaya başlanan idari denetiminin varlığını ortaya koyar.

Bütçenin idari denetimi denildiğinde vurgulanmak istenen nokta, hazırlık safhasındaki faaliyetler, bu dönemde idarenin kendi kendini düzenlemesi, ya da , maliye ile işbirliği yapması değildir. Bütçenin idari denetimi ile, bütçe meclisten çıkıp uygulanmaya başladıktan sonra idarenin düzenleyici, faaliyetlerle ya da başka yollarla yaptığı denetim kastedilir.

Bütçenin içinde gelir ve gider tahminleri bulunur. Öyleyse idari denetimde, bir yandan gelirlerin toplanması, diğer yandan masrafların yapılması idarenin düzenleyici yetkisi içinde incelenecek demektir. Bilindiği gibi ,devlet gelirleri çeşitlidir. O halde idarenin bu alandaki denetimi, her gelir türünün taşıdığı özelliğe göre geliştirmek ve uygulamaktır. Sözgelimi devletin iktisadi ya da tarımsal bir işletmesinden ede edeceği gelirlerin denetimi söz konusu olduğu zaman, idari denetim işletmede verimliliği artırıcı çabaların neler olabileceğini araştırmak, ortaya koymak, uygulayıp iyi sonuçlar almak gibi amaçlar güder. İyi bir işletmeci gibi hareket ederek karı yükseltebilmek, sözü edilen devlet gelirlerinde idari denetimin başlıca amacıdır. Vergi gelirleri için yapılacak idari denetim, işletme denetiminden çok farklıdır. Vergi gelirlerinde randımanın yüksekliği önce iyi vergi kanunu yapmakla sağlanabilir. O halde idari denetimin ilk amacı daha iyi vergi yasaları yapabilmek için sürekli bir çaba göstermek gerekir. Bir kere iyi vergi kanunları yapıldıktan sonra bunları en iyi biçimde uygulamak, vergi konusunda karşı karşıya gelen vatandaşla devlet arasında iyi ilişkiler kurmak, vergileri vergi barışı içinde toplayabilmek vergi ve benzeri konularda idari denetimin sağlamaya çalıştığı diğer amaçlardır.

Masraflara gelince; bu alanda idari denetimin amacı önce masraf yapmak konusunda çıkabilecek yasaların mükemmelliğini, sonra eksiksiz uygulanmasını sağlamaktır. Bu yasalar arasında Genel Muhasebe Kanunu, Bütçe Kanunu, Arttırma Eksiltme Kanunu, Personel Kanunu, Harcirah Kanunu ve benzeri yasalar bulunur. İdari denetimin kamu harcamalarıyla ilişkili başka amaçları da vardır. Kamu yönetiminin amaca uygun olarak çalışması, kaynakların mümkün olan en rasyonel biçimde kullanılması, harcamalardan elde edilen sonuçların değerlendirilmesi, bütçedeki ödeneklerin gereklilik ve yararlılık bakımından incelenmesi gibi.

1.1 Taahhüt İşlemi ve bu sırada sürdürülen İdari Denetim:

Yönetici tarafından alınan ve devleti borçlu duruma sokan idari işleme taahhüt denir. Bütçelerin, daireler ve bakanlıklar itibariyle yapıldıklarına daha önce değinmiştik. Bakan kendi bütçesinin sahibidir. Yürütme erkinin bir dalının başındaki kişidir. Meclisin bütçe konusunda hükümete devrettiği yetkileri diğer kabine üyeleriyle birlikte ortak kullanır. Kullandığı yetki hükümetin ortak siyasi gücünün bir parçasıdır. Bu sebepten dolayı bakanlar hükümetin ortak siyasi sorumluluğunu paylaşırlar. Her bakan kendi dairesine ait işlerin düzenli yürütülmesinden kişisel olarak sorumludur. İşte, “Bakanlar bütçelerinin sahibidirler” denildiği zaman bununla anlatılmak istenen şey budur. Bakan işlerin yürütülmesi için karar aldığı veya girişimde bulunduğu zaman bu işlem bütçedeki ödeneklerin kullanılması sonucunu doğurur. Zira yönetmek harcamakla mümkündür.

Taahhüt işlemleri saymanlarca Maliye Bakanlığı’nca ve Sayıştay’ca idari açıdan denetlenir. Demek ki taahhüt işlemindeki idari denetim üç yönlü ve üç kademelidir.

1.1.1 Saymanların Taahhüt İşlemleri Üzerindeki İdari Denetimi:

Bütçenin sahibi bakandır. Ona birinci derece yönetici de denir. İkinci derece yöneticileri, bakanların kendilerine devrettikleri yetkiyi kullanırlar. Merkez daireleri Saymanlık Müdürlükleri bakanların giriştikleri taahhüt işlemlerini idari bakımdan denetlerler. Bakan idari hiyerarşinin başıdır. Sayman, onun dairesinde çalışan, mali sorunlarla uğraşan dairenin başıdır. Daha önce de belirtildiği gibi saymanlar çalıştıkları bakanlıkların değil, Maliye Bakanlığı’nın mensubudurlar.

1.1.2 Maliye Bakanlığı Bütçe Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’ne bağlı Taahhütler Şubesinin Taahhüt İşlemleri üzerindeki İdari Denetimi:

Bütçe tahsisat kayıtlarını tutmak, fiili gider hareketlerini izlemek, ek ve olağanüstü ödenek isteklerini incelemek, masraflara ilişkin yasa tasarılarını gözden geçirmek, masraf kanunlarının uygulanışını düzenlemek ve sıralamak, masraf taahhütlerini düzenlemek ve sağlamak, masraf taahhütlerini kontrol etmek.ve giderlere ilişkin mukaveleleri inceleyerek tescil etmek, taahhüt hesaplarını tutmak Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğüne verilmiş görevlerdendir.

Masraf kanunlarının uygulanışını düzenlemek çok geniş kapsamlı bir yetkidir. İdarenin kendi uygulamalarını kendi yapacağı çabalarla bir düzenlemeye tabi tutacağını belirtmektedir. Bu düzenlemenin amacı bir kere kaynak kullanımında etkinlik sağlamak, bu amaçla usuller ve yöntemler geliştirmek, işlerin bu biçimde yürütüldüğünü denetleme olanağı sağlamaktır. Mali yıl süresince bütçe uygulamaları yapılırken tereddüte düşen saymanlar Bütçe Mali Kontrol Umum Müdürlüğüne danışarak doğru işlemin ne olacağını öğrenirler. Uygulamaları mevcut yasalara ve onlarla kurulmuş yöntemlere uydururlar.

1.1.3 Taahhüt İşlemlerinin İdari Denetiminde Sayıştay’ın Rolü ve Görevi:

Sayıştay’ın bir masrafın taahhüdünü vize etmesinden, sözleşmeleri tescil etmesinden amaç devleti borçlu duruma sokan işlemlerin bütçe kanunu başta olmak üzere çeşitli masraf kanunlarına ve bu alanda konulmuş çeşitli yöntemlere uygunluğunu sağlamaktır. İdari işlemlerin yasalara uygunluğunu, idarenin çalışmalarını kanunlara göre düzenlediğini gözetleyen bu denetim, niteliği bakımından idari bir denetim sayılır. Çünkü işlemlerin yasalara uygunluğunun gözetimi, idarenin düzenleyici eyleminin bir parçasıdır. Yargı niteliği taşımaz. Bu sebepten kendisi bir yüksek hesap mahkemesi olan Sayıştay’ın sözünü ettiğimiz alandaki denetimlerini biz idari denetimin bir parçası saymaktayız.

1.2 Gider Tahakkuklarının Denetlenmesi :

Tahakkuk işlemi ile devlet adına doğan borç kesinleşir. Tahakkuk taahhütten sonra gerçekleşen bir safhadır. Bu safhada önce borcun varlığı saptanır daha sonra varlığı saptanan borç idarece kabul edilir.

1.2.1 Borcun tespiti safhasındaki idari denetim

Sözgelimi devlet kanun çıkararak borçlanırsa, İstikraz kanunu borcun miktarını,

faizini, vadesini ve ödenme biçimini tespit eder. Devlet aleyhine doğan borç ve miktarı bu kanunla ortaya konmuştur. Ama devlet tarafından yapılan harcamaların çoğunda durum farklıdır. Borcun varlığını saptamak için birtakım idari işlemler yapmak gerekir. İşte sözünü ettiğimiz idari denetim borcun varlığını saptamak amacıyla :

1.2.2 Borcun Kabulü Safhasındaki İdari Denetim :

Devlet aleyhine doğmuş ve usulüne uygun olduğu saptanmış olan borç tahakkuk

müzekkeresine bağlanır. Tahakkuk müzekkeresi yöneticiye imzalattırılır. Bu işlemle birlikte, tespit safhasında miktarı, usullere uygunluğu, alacaklısı belirlenmiş olan borç devlet adına kabul edilmiş olur.’’Devlet hazinesi hesabına bir masrafın tahakkuku ancak bir bakanın tasdikiyle gerçekleşir.’

1.3 Verile Emrine Bağlama Safhasında İdari Denetim :

Verile emirlerini saymanlar hazırlar. Yöneticiler onların hazırladığı emirleri imzalarlar. Bakanların kendi bütçelerinden yapacakları harcamalara ilişkin verile emirlerini merkez saymanları hazırlar ve imzalatırlar.

Devlet bütçesinden harcama yapılırken başvurulan idari işlemler dizisini hatırlayacak olursak ilk işlem taahhüttür. Taahhütte bulunma yetkisi yöneticiye aittir. İkinci işlem tahakkuktur. Bu işlemleri masraf tahakkuk memurları yapar. Ve ilgili saymana gönderir. Tamamlanan dosya verile emrine bağlanmak üzere yöneticinin emrine sunulur. Bu aşamada da yönetici ile sayman işbirliği yaparlar. O halde verile emrine bağlanma işlemi üzerinde yapılacak idari denetimin 1) Birinci ve ikinci derece yöneticiler, 2) Bakanlık saymanları, 3) Merkez muhasebe müdürleri, 4) Taşrada sayman sorumluluğu taşıyan kimseler, yürütür ve uygularlar.

Yöneticilerin denetimi, hiyerarşik denetimin bir parçasıdır. Zira masrafların ödeme emrinde sağlanmasında asıl sorumluluk saymanlara aittir. Bakanlık saymanları, ödenek dağıtım belgelerini düzenlerken bakanlığın taşrada yapılacak işlerinin aksamaması ve tahakkuk etmiş masrafları verile emrine bağlarken göz önünde bulundurulması gerekli yukarıda ayrıntılarıyla belirtilmiş durumlara dikkat ederler.

1.4 Ödeme Safhasında Giderler Üzerindeki İdari Denetim :

Ödeme ile taahhüt edilmiş, tahakkuk etmiş, varlığı saptanmış,alacaklısı belirlenmiş, devlet adına kabullenilmiş, verile emrinde ödenir hale getirilmiş Devlet zimmetindeki bir borç, alacaklısına – hak sahibine – ödenecektir. Ödemeyi yapan kamu görevlileri şu hususlara dikkat ederler: 1) giderin kendisine verilen yetki içine girmesi yani yapılacak harcamanın ödeneğine mahsuben verilmiş tediye emirlerini – Bakanlık saymanlarınca tertiplenip taşra teşkilatı saymanlarına yollanan ödenek dağıtım belgesi – içinde olması. 2) giderin bütçe tertiplerine uygunluğu. 3)verile emirlerini ihtiva eden dosyada bulunması gereken, taahhütten başlayarak bütün safhaları kapsayan işlemleri belgeleyen resmi evrakın noksansız olması, 4) giderlerle ilişkili kanun ve tüzük hükümlerine ters düşen bir durumun olmaması, 5) maddi hata bulunmaması, 6) alacaklının hüviyetinin tespiti.

Gelir gider tahakkuk memurları ile saymanlar bütçe uygulamaları dolayısıyla düzenledikleri evrakın doğruluğundan yasalara uygunluğundan bizzat sorumludurlar. Sözü edilen kamu personelinin genel olarak yasalara aykırılıktan ötürü ödemeyi reddetmeleri halinde yönetici – ‘’ Sorumluluk bana ait olmak üzere ödemeyi yapınız’’ diye yazılı emir verebilir. Bu gibi hallerde işlemden çıkacak mali sorumluluk, yazılı emri veren yöneticiye ait olur. –GMK. mad. 13-

II YARGI DENETİMİ

Yargı erki kişilerin kendi aralarındaki ya da kişilerle devlet arasındaki ihtilaflara bakmak üzere kurulmuştur. Bu ihtilafların anayasa başta olmak üzere mevcut yasalar çerçevesi içinde bir çözüme ulaştırılabilmeleri için bağımsız kurumlar olarak mahkemeler geliştirilmiştir. Sayıştay da diğer yargı organları gibi bir yüksek mahkemedir. Görevi bütçe hesaplarını incelemektir. Ancak Sayıştay saymanları değil, hesapları muhakeme eder. Sayıştay da yapılan inceleme sırasında hesaptaki usulsüzlüklerin bir uyarı ile düzeltilebileceği kanısına varılırsa bu yolda hareket edilir. İdarenin kendi uygulamalarını kendi içindeki denetim yollarıyla ya da dışarıdan gelecek bir gözetimle düzeltilmesi her zaman caizdir.

Meclisin hükümete devrettiği yetki bütçeye konulan ödeneklerle sınırlıdır. Bütün bunlar parlamento üstünlüğünü belgeleyen öğelerdir. Burada sözünü ettiğimiz yargı denetimi parlamentonun hükümete devrettiği yetkileri hükümetler kullandıktan sonra bunların hesap kayıtlarına geçen izdüşümlerini bir bağımsız yargı organının incelemesidir. O halde yargı denetiminin amacı parlamentoya ait yetkilerin onları kullanmak üzere hükümete devredilmesi dolayısıyla ortaya çıkan durumun parlamento adına hesaplar ve kayıtlar üzerinde incelenmesidir.

Yürütme erki takdir hakkıyla teçhiz edilmiştir. Takdir hakkı yönetimin vazgeçemeyeceği bir şeydir. İdareye esneklik sağlar. Bütçe uygulaması açısından takdir hakkı önemli bazı sonuçlar doğurur.

İşte Sayıştay’ca yapılan yargı denetiminin takdir hakkı kullanılırken yasalara uygun biçimde hareket edilip edilmediğinin, kamu yararının korunması için gerekli önlemlerin alınıp alınmadığının, kaynak kullanımında etkinlik ve rasyonellik sağlanıp sağlanmadığının açıklığa kavuşturulmasıdır. Demek ki yargı denetiminin yüce amacı kamu yararını gözetmek harcamalarda etkinlik ve verimlilik sağlamaktır.

Bütçe denetiminde ;

Sayıştay hesaplar üzerine yaptığı yargı denetimini TBMM adına yapar. İncelenmek üzere Sayıştay’a gönderilen bütçe uygulamalarına ilişkin hesaplar genellik ilkesi gereği bütün girdi çıktıları kapsar.

Sayıştay, incelemelerini hesaplar üzerinde ve onları gösteren evrak üzerinde yapar.

İncelemeler esas itibariyle Bütçe Kanunuyla Meclisin yürütme erkini devrettiği yetkinin yasalara uygun, amaca yararlı biçimde kullanılıp kullanılmadığını ortaya koyacak niteliktedir.

Yapılan inceleme sonunda hesaplarda göze çarpan biçimsel nitelikteki noksanlıklar, yapılacak uyarılarla giderilmeye çalışılır.

Bütçede gelir ve gider tahminleri vardır. Bütçe uygulamasına ilişkin hesaplar bir yandan gelirlere diğer yandan masraflara aittir.

Sayıştay Bakanlar hakkında karar alamaz. Bakan kesin hesaplarını inceler fakat bunları muhakeme edemez.

Sayıştay’daki denetim – yargılama, hesaplar ve onlara dayanak teşkil eden resmi evrak üzerinde yapılır. Bu durum Sayıştay’ın yargı yöntemine, örgüt biçimine, kararlarına etki yapar.

Sayıştay’daki yargılama yöntemi kamu hukukunun uygulama alanına girer. Hükümet, işleri yürütürken devlet mal varlığı üzerinde tasarruflarda bulunur. Bu tasarruflar kayıtlara geçer. Bunlara jestiyon hesapları diyoruz. Her muhasip jestiyon hesabını Sayıştay’a sunmakla görevlidir. Jestiyon hesapları uygulanmış bütçenin sonuçlarını ortaya koyar. İncelemeler bu sonuçlar üzerinde yapılır. İlgili dairenin verdiği ilam bu hesapların yasal durumunu ortaya koyar.

III. YASAMA DENETİMİ

Meclis çıkardığı yasalarla kamu hizmetlerini yapar ve örgütler. Bütçeyi, örgütlediği kamu hizmetlerini çalıştıracak biçimde icra organına hazırlatıp sonra kendisi inceler ve onar. Bu onama ile birlikte yürütme erkine bazı yetkiler devreder. Meclis denetimi işte meclisle arasındaki işbirliği ve uzlaşmanın yeni bir halkasıdır. Bu halkada meclis kendisinin çıkardığı yasalara ve devrettiği yetkilere uygun olarak işlerin yürütülüp yürütülmediğini incelemeye çalışır. Bu incelemede, idari denetimin yaptığı iyileştirmelerden, yargı denetiminin uyarılarından, yararlanır.

Meclisin bütçe üzerindeki incelemeleri ve bir anlamı ile denetimin bütçe tasarısının meclise sunuluşu ve komisyona havalesi ile başlar. Komisyon çalışmaları sonunda, meclis adına inceleme yapan bu kurum, bütçeye yeni bir biçim kazandırır. Hazırlık safhasında hükümete tanınmış yetkinin hükümet tarafından kullanılmasıyla ortaya çıkmış bütçe tasarısına meclisin damgası basılmış olur. Bu bir tür denetimdir. Dilenirse, komisyonun bütçe tasarısı üzerinde yaptığı tasarrufa Meclis üstünlüğünün bir uygulaması olarak da bakılabilir. Komisyondan çıkan bütçe meclislerde incelenerek gerektiğinde değiştirilerek onanır. Genel kurullardaki incelemeler de bütçe üzerindeki parlamento tasarrufunun ve parlamento üstünlüğünün bir ifadesidir. Meclisin kabul ettiği bütçeyi cumhurbaşkanı yeniden görüşülmek üzere iade edemez. Bu da bütçe hakkı üstünde meclis üstünlüğünün bir başka görünümünü ortaya koyar. Meclis mali yıl süresince her kanun üzerinde yaptığı gibi, bütçe kanunun uygulanışını da denetleyebilir. Meclislerin bütçe kanununun uygulanışını denetlemede kullandığı normal yöntemler diğer yasaların uygulanışını denetlemede kullanılanların aynısıdır. Yazılı soru, sözlü soru, gensoru ve parlamento araştırması

Mali yıl içinde bütçe kanununa getirilen değişiklikler, ek ödenekler, olağanüstü ödenekler, borçlanma yasaları; hatta vergi yasalarını değiştirici yasalar, mali sorunların ve bütçe uygulamalarının meclis tarafından denetlenmesine vesile olur. Lakin meclis denetiminin en yaygın ve en etkin biçimi kesin hesap tasarıları üzerinde yapılan denetimdir.

Yasama organının bütçe uygulamasından sonra yatığı denetim Anayasa gereğince Bakanlar Kurulu tarafından TBMM’ye sunulan kesin hesap kanunu tasarılarının görülmesi ve onaylanması ile gerçekleştirilir. Kesin hesap kanunu tasarısı ilgili olduğu yıl bütçesinin hesap dönemi içinde elde edilen gelirlerle, yine o yılki ödemelerin gerçekleşmiş tutarını gösterir. Tasarı metninde ayrıca, kesin bütçe açığının nasıl kapatıldığı, tamamlayıcı ödenek mahsubu, gelecek yıllarda avans ve ödenek iptaline ilişkin maddeler yer alır.

TBMM kesin hesap kanunu tasarılarını onaylamak suretiyle yürütme organını aklamış olur. Tasarının reddi halinde bütçe tasarısında olduğu gibi hükümetin düşmesi sonucu doğabilir.

Okuma Listesi

Ö.BATIREL: Kamu Bütçesi, İİTİA, Nihad Sayar Yayın ve Yardım Vakfı Yayınları, İkinci Baskı, İstanbul 1981

T.ÇAĞLAYAN: Kamu Harcamalarının Yönetim ve Denetimi, Ankara 1989

DEVLET BÜTÇESİ ÖZETİ: 1969

A. DİCLE:Kamu Yönetiminde Planlama-Programlama-Bütçeleme Sistemi (PPBS) Ankara 1973

N. EDİZDOĞAN: Kamu Bütçesi 4. Baskı, Bursa 1998

C.ERÇİN: Bütçe, SBF Yayını,

B.N.FEYZİOĞLU: Bütçe, 5. Baskı

B. GÜRSÖY: Kamusal Maliye-Bütçe, Ankara 1980

N.S.SAYAR: Amme Maliyesi, Cilt II, Bütçe

F.H.SUR: Maliye Dersleri, Cilt II, Bütçe

No comments: